spring ne demek?
- Bahar, ilkbahar
- Yay, zemberek
- Sıçramak, fırlamak, yay gibi fırlamak, birden çıkmak, yaylanmak, çarpmak
- Başlangıç
- Pınar; memba, kaynak
- Yaylanma
- Atlama, fırlama veya sıçrama gücü veya yeteneği
He cleared the ditch in one spring. / Bir sıçrayışta hendeği atladı.
- Geri tepme
- Atılış fırlayış, sıçrayış, hamle
- Kaynaklanmak, çıkmak, doğmak, ortaya çıkmak
- Kaynak, menşe
- Seren veya kerestenin çatlağı veya eğrilmesi
- (sprang veya sprung) yay gibi fırlatmak
- Ileri atılmak, sıçramak
- Eğilmek, bükülmek, çarpılmak
- Çıkmak, sürmek
- Gelmek
- Sökmek (şafak)
- Neşet etmek, hâsıl olmak, zuhur etmek
- Sürpriz yapmak, birden yapmak
- (şiir) şafak sökmek, başlamak (gün)
- Yükselmek
- Çatlamak, patlamak, infilak etmek
- Pat diye söylemek
- Hareketli köprüye sahip gitarlarda, esnekliğiyle köprünün iki yönlü hareket ettirilmesini sağlamak amacıyla köprü yuvası içerisine yerleştirilen ve sayısı köprü sertliği ile doğru orantılı, bir ucu pençeye diğeri bloğa tutturulmuş metal nesne.
spring a leak
- Işemek
spring anchor block
- Bk. spring claw hook