spektrum ne demek?
- Çeşitlilik
Onlar nedense spektrumlarını fazlaca geniş tutmada bir sakınca görmüyorlar.
T. Uyar - Görünge
- Tayf
- Belli bir aralık içinde birçok farklı nokta olması durumu (Tıp)
- Yelpaze
- Bk. izge
- Beyaz ışığın yaydığı ışınların bir prizmadan geçirilmesi ile elde edilen bütün renk ve dalga boylarını içeren çizgiler.
- Spectrum.
- Spectre
çeşitlilik
- Çeşidi çok olma durumu, tenevvü
- Assortment.
- Variation.
- Variety.
- Distinctness.
- Diversity.
- Diversification.
- Variegation.
- Range.
- Multiplicity.
izge
- Beyaz aşığı oluşturan renklerin, sıklık ya da dalga boyu sırasınca dizildiği görüngü.
- Bir akımmıknatıssal ışınım, kendisini oluşturan dalga boylarına ya da sıklıklara ayrıştırıldığında elde edilen çizge. anlamdaş alkım.
- Elek-tromıknatıslı ışınımların, kendilerini oluşturan dalga uzunluklarına ya da yinelenimlere ayrıldıklarında sağlanan sonuç. (Görünür ışık bölümünde bunun iyi bir örneği, beyaz ışığın bir optik biçmeden geçtiğinde ortaya çıkan renkler kuşağıdır)
- İnsan kulağının algılayabileceği ve değerlendirebileceği ses dalgaları yineleniminin kuşağı; sesizgesi.
- Spectrum.
- Spectrum,.
- Audio spectrum.
- Spektrum
- Spektrum,
- Akustische Spektrum
spektrum bölgeleri
- Elektromanyetik ışınımın kaynak türlerine göre çeşitli dalgaboyu aralıklarına ayrıldığı veya azalan enerjilerine göre γ- ışınları, x-ışınları, morötesi, görünür bölge, kırmızı ötesi ışınları, mikrodalga ve radyo dalgaları diye ayrıldığı bölgeler.
- Spectral regions.
spektrumlar
- Spektrumun çoğulu.