solucanları bağırsaktan defeden ne demek?
- Anthelmintic
anthelmintic
- Antihelmintik
- Solucanları bağırsaktan defeden
- Solucan ilâcı, solucan düşürücü ilâç.
solucanlar
- Halkalılardan, yer solucanı, tenya, askarit gibi, vücutları uzun, yumuşak ve ayaksız hayvanları içine alan takım.
- (Yun. oligos: az; khaite: kıl) Halkalısolucanlar (Annelida) dalının, kıllı ayaklılar (Chaetopoda) sınıfından, vücutları uzun ve birbirine benzeyen bölütlerden yapılmış, deri çukurlarından kitin kıllar çıkan, eşeysel olgunlaşma sırasında üreme açıklıkları çevresinde semer (klitellum) denen bezli ve şişkin bir bölge oluşan, hepsi er dişi, yenilenme yetenekleri çok yüksek, nemli topraklarda ya da sularda yaşayan türleri olan bir takım. Yer solucanı (Lumbriccus terrestris), tubifeks (Tubifex) iyi bilinirler.
- Uzun, iki yanlı bakışık vücutları, düğümlü sinir aygıtları, özel kan damarları, karışık üreme ve boşaltım örgenleri bulunan omurgasız hayvanlar kökü.
- Halkalı solucanlar (Annelida) dalının, kıllı ayaklılar (Chaetopoda) sınıfından, vücutları uzun ve birbirine benzeyen bölütlerden yapılmış, deri çukurlarında kitin kıllar çıkan, eşeysel olgunlaşma sırasında üreme açıklıkları çevresinde semer (klitellum) denen bezli ve şişkin bir bölge oluşan, hepsi er dişi, yenilenme yetenekleri çok yüksek olan, nemli topraklarda veya sularda yaşayan türleri olan bir takım.
- Earthworms.
- Worms.
- Oligochäten
- Würmer
- Oligochètes
- Vers
solucanlı
- Vermiculated.
fen
- Fizik, kimya, matematik ve biyolojiye verilen ortak ad.
- Fizik, kimya, matematik ve biyolojiden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama, teknik.
- Bilim, bilgi
- Hile, hilekârlık
- (Bak: Fenn)
- Malın çok olması.
- Branch of science.
- Low land overflowed, or covered wholly or partially with water, but producing sedge, coarse grasses, or other aquatic plants; boggy land; moor; marsh.
- 100 fen equal 1 yuan.
- Collective name for physics.