slaver ne demek?
- Esir gemisi
- Esir taciri.
- Salya akıtmak
- Salva bulaştırmak
- Salya.
- Salyası akmak, ağzının suyu akmak
- Yaltaklanmak
esir
- Tutsak.
- Köle.
- Bir düşünceye veya bir kimseye körü körüne bağlı olan kimse.
- Atomlar arasındaki boşluğu ve bütün evreni doldurduğu varsayılan, ağırlığı olmayan, ısı ve ışığı ileten töz (cevher).
- Hava.
- Birbirine yakın olmak, mütekarib.
- Captive.
- Prisoner.
- Capture.
- Slave.
slaver for
- Ağzının suyu akmak, çok istemek, istekli olmak
slavery
- Esir tutma
- Ağır iş, angarya
- Bendelik, halayıklık
- Kölelik, esirlik
- Çok ağır iş
- Kölelik sistemi.
- Esaret, kulluk