sivri ne demek?
- Ucu keskin ve batıcı olan
Sivri gagasından kelimeler çıkarken sanki birer ok oluyordu.
Ö. Seyfettin - Ucuna doğru gittikçe incelen
Aşağıda gördüğümüz dik ve sivri bir binanın üst katında çay içmeye gideceğiz.
F. R. Atay - Palamut.
- Genel tutumun veya geleneklerin dışında kalan, göze batıcı özelliği olan, aşırı.
- Genç dağlık kitlelerde ince uçla son bulan tepelere verilen ad.
- Palamut.
- Keen.
- Extreme.
- Tapering.
- Tapered.
- Peaked.
- Pointing.
- Taper.
- Conic.
- Pricking.
- Spindle-shaped.
- Inswept.
- Sphenoid.
- Nibbed.
- Fine.
- Incisive.
- Peak.
- Sharp pointed.
- Sharp.
- Pointed.
- Acute.
- Beaked.
- Edged.
- Jagged.
- Nipping.
- Pungent.
- Spinose.
- Spinous.
- Spired.
- Spiry.
- Angular.
- Pic
- Sarda sarda
sivri ağız
- Doğal olarak Orta Amerika'daki tatlı ve acı sularda yaşayan, boyları 12 cm olabilen, çok sayıda renklenme gösteren formları olan, bir akvaryum balığı, sivriağızlı dişli sazancık balığı.
- Poecilia sphenops
sivri akıllı
- Acayip düşünceleri olan ve kimsenin aklını beğenmeyen (kimse).
- Sb who is a self-opinionated screwball.