sirkat ne demek?
Kökeni: Arapça
- Çalma, hırsızlık.
Herifin birini sirkat töhmetiyle mahkemeye götürürler.
Faik Reşat - Bk. hırsızlık
- (Serkat) Çalma. Hırsızlık.
- Stealing.
- Theft.
hırsızlık
- Çalma, arakçılık.
- Yazılı kanunlar veya toplumsal meşruiyet düzeyinde mülkiyeti kendine ait olmayan bir taşınır malı, izinsizce alıkoyma, kullanma, nesneden menfaat temin etme işi.
- Başkasının taşınabilir mallarını, onun isteği ve onaşımı olmaksızın kendi çıkarı ve yararı için alma.
- Theft.
- Robbery.
- Burglary.
- Thievery.
- Steal.
- Shoplifting.
- Heist.
sirkat etmek
- Çalmak, hırsızlık yapmak.
sirkatrigintidyal
- Yaklaşık otuz günlük süre ile ilgili.
- Circatrigintidiale.