sindirmek ne demek?
- Sinmesini sağlamak veya sinmesine sebep olmak
- Yenilen besin maddesini sindirim sisteminde gereken değişikliklere uğratarak kana karışabilir bir duruma getirmek, hazmetmek
Hoca, sabahleyin bir bahçıvanın ikram ettiği turp salatasını henüz sindirememişti.
M. Yesarî - Kendine mal etmek, anlayışla karşılayıp benimsemek
Bir de o düşünceleri gerçekten sindirmiş bilginlerin, bilge kişilerin tutumuna bir bakın.
N. Cumalı - Assimilate.
- Digest.
- Overawe.
- Saturate.
- Suppress.
- To digest.
- To assimilate.
- To cow.
- To daunt.
- To be digested.
- To intimidate.
- To cause sth to pervade or permeate.
- Assimilate properly.
- Damp down.
- Stomach.
sindirme
- Sindirmek işi.
- Digestion.
- Suppression.
- Assimilation.
sindirme harekatı
- Witch hunt.