sigortalı ne demek?
- Sigorta edilmiş.
- Sosyal sigorta kapsamına alınmış işçi.
- Güven altına alınmış, sağlama bağlanmış.
Insured.
Assured.
Insurant.
Secured.
The insured.
The insured party.
Covered by an insurance policy.
Covered.
Insurance holder.
Insuree.
sigorta
- Bir şeyin veya bir kimsenin herhangi bir yönden ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için, önceden ödenen prim karşılığında bu işle uğraşan kuruluşla yapılan iki taraflı bağlantı sözleşmesi
- Bu tür sözleşmeleri yapan şirket.
- Özellikle elektrik devresinde, akım çok güçlü olduğunda eriyerek güvenliği sağlayan, kazayı önleyen nesne veya düzen
- Bk. güvence
- Bk. korunç
Insurance.
Insurabile.
Assurance.
Fuze.
Fuse.
sigortalı ayırıcı
Disconnector fuse
sigortalı hesap fişi
- Bk. güvenceli sayışım belgesi