sigortacı ne demek?
- Belirli bir prim karşılığında, sigortalıya veya bir tazminattan yararlanacağı belirtilmiş olan kimseye, bir zarara uğraması durumunda belli bir para veya gelir ödemeyi üstlenen kimse.
- Insurer.
- Insurance agent.
- Insurance broker.
- Assurer.
- Underwriter.
- Insurer agent company.
- Insurance canvasser.
- Placing broker.
sigortacılık
- Sigortacının işi.
- Insurance.
- Selling insurance.
- Insurance trade.
- Underwriting business.
sigorta
- Bir şeyin veya bir kimsenin herhangi bir yönden ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için, önceden ödenen prim karşılığında bu işle uğraşan kuruluşla yapılan iki taraflı bağlantı sözleşmesi
- Bu tür sözleşmeleri yapan şirket.
- Özellikle elektrik devresinde, akım çok güçlü olduğunda eriyerek güvenliği sağlayan, kazayı önleyen nesne veya düzen
- Bk. güvence
- Bk. korunç
- Insurance.
- Insurabile.
- Assurance.
- Fuze.
- Fuse.