serseri ne demek?
- Belli bir işi ve yeri olmayan başıboş kimse, kabadayı, hayta, holigan (kimse)
Hayran Baba'yı bir serseriyle birlikte demirlemişlerdi.
F. R. Atay - Tutarsız, beğenilmeyen davranışları olan kimse.
Ah, seni serseri, rezil, alçak seni! Demek bana başkaldırıyorsun!
N. Hikmet - Belli bir hedefi olmayan, belli bir hedefe atılmamış olan, rastlantıyla gelen (kurşun, mayın vb.)
Köpüklü denizin üstünde serseri martılar uçuşuyor, yanımızdan yelkenli bir mavna geçiyordu.
Ö. Seyfettin - Ötede beride gezen, başı boş. İşi gücü olmayıp boşta dolaşan, haylaz, derbeder, avare.
- Amaçsız
Birkaç gün serseri bakışlarla ona baktı.
İ. H. Baltacıoğlu - Vagrant.
- Vagabond.
- Wandering.
- Good-for-nothing.
- Adrift.
- Errant.
- Larrikin.
- No-good.
- Outcast.
- Roguish.
- Stray.
- Strayed.
- Tramp.
- Rascal.
- Bummer.
- Rogue.
- Beat.
- Dawdler.
- Dosser.
- Down and out.
- Drifter.
- Flotsam.
- Flotsam and jetsam.
- Gadabout.
- Fiddler.
- Hobo.
- Hooligan.
- Drifting.
- Footloose.
- Wild.
- Loafer.
- Beggar.
- Hedge bird.
- Hiker.
- Layabout.
- Ne'er do well.
- Piker.
- Plug ugly.
- Prowler.
- Punk.
- Runabout.
- Varmint.
serseri kimse
- Loon
serseri kurşun
- Belli bir hedef gözetmeksizin sıkılan kurşun.
- Stray bullet.