serkeş ne demek?
- Kafa tutan, başkaldıran
Ün salmış nice serkeş efeleri kendime bent etmiş, nice açları doyurmuş, nice çıplakları giydirmiş...
Y. K. Karaosmanoğlu - Dik başlı, dik kafalı
- İnatçı, isyan eden, asi
- Intractable.
- Unruly.
- Refractory.
- Disobedient.
- Lawless.
- Lawless man.
- Recalcitrant.
- Truculent.
- Vocal person.
- Contumacious.
kafa
- İnsan başı, ser.
- Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü.
- Bellek.
- Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu.
- Mekanik bir bütünün parçası.
- Kavrama ve anlama yeteneği, zekâ, zihin, bellek
- Görüş ve inançların etkisi altında beliren düşünme ve yargılama yolu, zihniyet
- Elektrik ya da akustik dalgaları saptayan ya da okuyan, özellikle ses aygıtlarında, mıknatıslı görüntü aygıtlarında ses ve görüntüyü saptama ve okuma işini gerçekleştiren değiştirgeç.
- Bk. baş
- Yumuşak kuru ot. (Osmanlıca'da yazılışı: kaf'a)
serkeş öküz soluğu kasap dükknında alır
- Dikbaşlı olanlar, davranışlarının cezasını görürler, hatta bu davranışları hayatlarına bile mal olabilir.
serkeşane
- İtaatsizlikle, dikbaşlılıkla, inatla. (Osmanlıca'da yazılışı: serkeşâne)