sendelemek ne demek?
- Dengesi bozularak düşecek gibi olmak, adımlarını şaşırmak
İkimiz de birbirine sarılmış sarhoşlar gibi bir sağa bir sola sendeliyorduk.
Halikarnas Balıkçısı - Herhangi bir olay karşısında ne yapacağını şaşıracak kadar sarsılmak.
- (Ort. O.): Kavuklu'nun düşer gibi yapıp düşmemesi. Bu, zor bir gösteridir, bunu ancak çok usta oyuncular yapabilir.
- Stagger.
- Totter.
- Stumble.
- Blunder.
- Careen.
- Dodder.
- Falter.
- Halt.
- Lurch.
- Pitch.
- Reel.
- Swing.
- Teeter.
- Topple.
- Waver.
- Wobble.
- Trip.
- Wabble.
- To totter.
- To stagger.
- To lurch.
- To reel.
- To be shocked.
sendeleme
- Sendelemek durumu.
- Bir niceliğin ortalama değer yöresinde düzensiz değişimlere uğraması.
- Bir niceliğin ortalama değer yöresinde düzensiz değişimlere uğraması.
- Fluctuation.
- Staggering.
- Tottering.
- Stagger.
- Schwankung
- Fluctuation
sendelememek
- (neg. form of sendelemek) stagger, totter, stumble, blunder, careen, dodder, falter, halt, lurch, pitch, reel, swing, teeter, topple, waver, wobble.