sefer ne demek?
Kökeni: Arapça
- Yolculuk, seyahat. Bir yerden bir yere gitme.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden / Nice seneler geçti dönen yok seferinden.
Y. K. Beyatlı - Genellikle ülke dışına yapılan askerî harekât, savaşa gitme, savaş.
- Kez, yol, defa
Bu sefer ben söylüyorum, tekrar ediyorum.
R. H. KarayHer seferinde ufaklıklardan en büyüğü açardı telefonu.
Elif Şafak - Gemilerin kalktıkları limana tekrar dönünceye kadar yaptıkları fiil.
- Istılahta: şer'i bakımdan üç gün üç gecelik (veya onsekiz saatlik) yola gitmek için kişinin oturduğu yerden ayrılması.
- (Safer) Arabi ayların ikincisinin ismi.
- Savaş hazırlığı. savaşa gitme. harp, savaş.
- Bkz. yolculuk
- Journey.
- Voyage.
- Expedition.
- Campaign.
- Headway.
- Navigation.
- Ploy.
- Sailing.
- State of war.
- Time.
- Occasion.
- Travel.
- Occurrence.
- Military expedition.
- War time.
- Trip.
- Cruise.
- Passage.
- Course.
- Sail.
- Round.
- Wartime.
yolculuk
- Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde, bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat, sefer
- Bu gidiş gelişte geçen süre.
- Herhangi bir taşıtla bir yere gidip gelme
- Belli bir başlangıç noktasından varış yerine değin tek bir taşıtla gidilmesini içeren insan devinimi.
- Cruising.
- Itinerary.
- Headway.
- Journey.
- Peregrination.
- Travel.
sefer bileti
- Sailing ticket
sefer listesi
- Sailing list