seda ne demek?
- Ses
Alenen ortaya çıkmak ve milletin hukuku namına, yüksek seda ile bağırmak ve bütün milleti bu sedaya iştirak ettirmek lazımdır.
Atatürk - ses. yankı
- Sada.
- (Bak: Sada)
- (C.: Esdiye) Bezin hatası.
Voice.
Sound ses.
Sada.
Sound of a voice.
Echo.
Sound.
Staff and Educational Development Association, which is the professional association for staff and educational developers in the UK, promoting innovation and good practice in higher education.
Staff and Educational Development Association.
ses
- Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün
- Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşim
- Duygu ve düşünce
- Herhangi bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepki.
- Aralarında uyum bulunan titreşimler.
- (Derleme.. fonem,ses unsuru,seslik, ün) Kulağın duyabildiği titreşim.
- İşitme duyusunu, uyaran dalga; bu tür dalgaların beynin işitme özeğini etkilemesi.
- Titreşimli bir kaynaktan çıkan, belirli bir ortamda uzunlamasına dalgalar biçiminde yayılan basıncın etkisiyle kulağın algıladığı duyu.
Sound, phonem.
Speech.
seda perküsyonu
- Vücut içinde bulunan doku ve organlardaki değişik hava veya gaz miktarının saptanması için plesimetre ve perküsyon çekici veya parmaklarla yapılan perküsyon.
Schallperkussion
sedacet
- Sadelik
- Sade olma, süsü bulunmama