sarılıklı ne demek?
- Sarılık olan (kimse).
- Jaundiced.
sarılık
- Sarı olma durumu.
- Sarı renk.
- Derinin, dokuların ve organizmadaki sıvıların sarı bir renk almasıyla beliren hastalık.
- Safra renkli maddelerin kanda birikerek çeşitli dokuları sarıya boyaması, ikterus, ikter, hlk. kırçan, ağrıma, gün yeli, haşlak, kırçan, ülker vurdu, yarakan, yavaşak.
- Icterus.
- Janduice, icter,.
- Jaundice.
- Yellowness.
- Yellow colour.
- Jaundice, icterus.
sarılık
- Sarı olma durumu.
- Sarı renk.
- Derinin, dokuların ve organizmadaki sıvıların sarı bir renk almasıyla beliren hastalık.
- Safra renkli maddelerin kanda birikerek çeşitli dokuları sarıya boyaması, ikterus, ikter, hlk. kırçan, ağrıma, gün yeli, haşlak, kırçan, ülker vurdu, yarakan, yavaşak.
- Icterus.
- Janduice, icter,.
- Jaundice.
- Yellowness.
- Yellow colour.
- Jaundice, icterus.
sarılı
- Üstünde sarı renk bulunan.
- Sarılmış olan
- Wrapped.
- Bandaged.
- Covered.
- Surrounded by.
- Yellow.
- Enveloped.
- Coiled around.