saman ne demek?
Kökeni: Farsça
- Ekinlerin harmanda dövülüp taneleri ayrıldıktan sonra kalan, hayvanlara yedirilen ufalanmış sapları.
- Olgunlaşmış otsu bitkilerden tohum ayrıldıktan sonra kalan ürünün öğütülmüşü, materyalin kaynağı ürünün öğütülmüşü.
- Osmanlıca'da yazılışı: sâmân.
- Zenginlik.
- Rahat, dinçlik.
- Düzen.
- Servet.
- Hay, straw.
- Large ornamental tropical American tree with bipinnate leaves and globose clusters of flowers with crimson stamens and sweet-pulp seed pods eaten by cattle.
- Straw.
- Chaff.
- Fodder.
- Halm.
- Haulm.
- Rick.
saman akarı
- Buğday böceği.
- Straw mite.
saman alevi
- Gelip geçici, çabuk sona eren, hemen yatışan. Basit, üstünkörü.
- Flash in the pan.