saldırganlık ne demek?
- Saldırgan olma durumu.
- Saldırgan bir biçimde davranma
Oralar her saldırganlıktan korunmuş Türk kucağı idi.
R. E. Ünaydın - Bireyin kendi düşünce ve davranışlarını dıştaki direnmelere karşı, zorla karşısındakine benimsetme çabası.
- Bireyin kendi düşünce ya da davranışlarını, dıştaki direnmelere karşın zorla karşısındakilere benimsetme çabası.
- Patojen mikroorganizmaların vücut direncine karşı hastalık oluşturma ve yayma yeteneği
Aggression.
Offensiveness.
Militancy.
Aggressiveness.
Belligerence.
Truculence.
saldırgan
- Başkasına saldıran, yapısında saldırma özelliği olan (devlet, kimse, hayvan), agresif, mütecaviz.
Aggressive.
Offensive.
Thrusting.
Pushy.
Get-tough.
Hard-hitting.
Militant.
Aggressor.
Attacker.
saldırganlaşma
- Saldırganlaşmak işi veya durumu.
saldırganlaşmak
- Saldırgan duruma gelmek.
To become aggressive.