salınmak ne demek?
- Yürürken uyumlu hareketlerle hafifçe bir yandan bir yana eğilmek
Vücudu o kadar narindi ki hafif rüzgârlarla sallanan salkım söğütler gibi oradan oraya salınıyor.
S. F. Abasıyanık - Salma işine konu olmak
İlaçlar yazıldı. Eczaneye adam salındı. Hekime kahve pişti, getirildi.
M. Ş. Esendal - Dawdle.
- Meander.
- Oscillate.
- Roll.
- To swing.
- To wave.
- To sway.
- To oscillate.
- Wave.
- To be sent to.
- To be snatched to.
- To be put out.
- To pasture in.
- To be lowered into a place.
salınma
- Salınmak işi.
- Swing.
salınmamak
- (neg. form of salınmak) oscillate, swing, balance, roll, sweep.