salıngaç ne demek?
- Salınım yapan dizge.
- Değiştirilebilen sıklıkta dalgalı akım çıktısı veren üreteç, anlamdaş salıngan, titreşki.
- Her çeşit (elektrik, mekanik, optik, akustik, vb.) salınım oluşturan aygıt.
- Oscillator.
- Schwinger
- Oszillator
- Oscillateur
salınım
- Salınma işi.
- Düzenli olarak hep aynı konumlardan aynı hızla geçen bir nesnenin hareketi, raks.
- Ayın yarım yüzeyinden biraz fazlasının yerden görülebilmesini sağlayan olay.
- Bir sarkacın, bir salıngacın, durmadan yinelenen gidip gelme devinimi.
- Bir dalgalı akım çevriminde eksiciklerin ileri geri yinelenen titreşimi.
- Bir denge durumu çevresinde oluşan, birim zamandaki yinelenme sayısına -yinelenim- ve yeğinliğine -genlik- göre belirlenen dönemsel devinim.
- İleri-Geri şeklindeki titreşim hareketi.
- Cycle.
- Oscillation.
- Libration.
salın
- Raft, float.
salına salına
- Yürürken bir sağa bir sola hafifçe eğilerek, salınarak.
- Zarf.