sahte ne demek?
Kökeni: Farsça
- Bir şeyin aslına benzetilerek yapılan, düzme, düzmece
Köylü kadınlar boyunlarında sıra sıra sahte altınlar... taşırlardı.
Y. K. Beyatlı - Uydurma
- Gerçek olmayan, yalancı
Edebiyat dünyamız tereciye tere satmaya kalkışan sahte şöhretlere, üçkâğıtçılara kısa bir zaman için katlanıyor.
Behçet Necatigil - İçten olmayan, yapmacık
Öteki çocuklar sahte bir sessizlikle sahte bir hamaratlık gösterisi içinde birer disiplin modeli olmuşlardı.
Ç. Altan - Bk. kukla
- Düzme, yapmacık, yalandan, taklit.
Fake.
False.
Artificial.
Spurious.
Imitated.
Sham.
Counterfeit.
Bogus.
Apocryphal.
Base.
Bastard.
Colorable.
Double-dealing.
Duff.
Dummy.
Factitious.
Forged.
Fraudulent.
Hollow.
Make-believe.
Mannered.
Mock.
Phoney.
Phony.
Pinchbeck.
Pious.
Affected.
Apparent.
Cardboard.
Deceitful.
Specious.
Strained.
Pnoney.
Feigned.
Pretended or affected.
Colourable.
Coloured.
Counterfeited.
Faked.
Falsified.
Insincere.
Pseudo.
Queer.
Simulated.
Suppositious.
sahte amatör
Shamateur.
sahte banknot
Stiff.