sahretullah ne demek?
Kökeni: Arapça
- Allah'ın mukaddes taşı.
- Kudüs'te, Beyt-i Mukaddes'te çok eski ve tarihi bir kaya. Hazret-i Peygamber (A.S.M.), Mir'ac gecesinde bu kayadan uruc ettiği hakkında rivayet vardır. Bu kayaya "Hacer-i Muallak" da denir.(Felsefenin ruhsuz kanunları pek karanlık ve vahşetli gösterdikleri hilkat-i arziye ve vaziyet-i fıtriyesini bu meyve ile nurlu, ünsiyetli bir tarzda, "Sevr ve Hut" namlarındaki iki meleğin omuzlarında, yani nezaretlerinde ve Cennet'ten getirilen ve fani Küre-i Arz'ın baki bir temel taşı olmak, yani ileride baki Cennet'e bir kısmını devr etmeğe bir işaret için Sahret namında uhrevi bir madde, bir hakikat gönderilip "Sevr ve Hut" meleklerine bir nokta-i istinad edilmiş, diye Beni-İsrail'in eski peygamberlerinden rivayet var ve İbn-i Abbas'tan dahi mervidir. Maatteessüf bu kudsi mana, mürur-u zamanla bu teşbih, avamın nazarında hakikat telakki edilmekle aklın haricinde bir suret almış. Madem melekler havada gezdikleri gibi, toprakta ve taşta ve yerin merkezinde de gezerler, elbette onların ve Küre-i Arz'ın, üstünde duracak cismani taş ve balığa ve öküze ihiyaçları yoktur. Ş)
sahre
- Külte.
- Bk. kayaç
- kaya. kütle
- Büyük ve sert taş.
sahre i mücavire
- Bk. yantaş