sahne ne demek?
- İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer.
- Görüntü.
- Gösteri sergilenen eğlence yeri veya tiyatro
- Tanık olunan, gözlenen olay
Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm.
A. Gündüz - Bir konu veya çalışma çevresi, çalışma dalı.
- Bir oyun veya filmin başlıca bölümlerinden her biri.
- Bir tiyatro metninde baş oyun kişisinin ya da önemli kişilerinin yönelişlerini başlatıp bitiren kesim. 2- Bir tiyatro yapısında oyuncuların oynamaları için özel olarak yapılmış ve genellikle yükseltilmiş oylum ya da alan.
- Bk. ayrım
- Bk. görünçlük
- Manzara.
- Scenic.
- Stage.
- Scene.
- Setting.
- Site.
- Arena.
- Boards.
- Bandstand.
- Theatre.
- The boards.
- Dais.
- Cream.
- Scene, french scene,.
- Scène
ayrım
- Ayırma işi, tefrik.
- Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark.
- Alt bölüm.
- Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter, fark.
- Ayrılma noktası.
- Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü.
- Fark.
- Televizyon oyunlarında buna karşılık olan bölüm.
- Bir ya da daha çok görünçlük içinde geliştirilip, olgunun tamamlanmış bir parçasını veren film bölümü. TV
- Hlk. Eyer örtüsü.
sahne adı
- Bir sanatçının tiyatro yaşamında tanındığı ad.
- Stage name.
- Nom de théâtre
sahne ağzı
- Sahnenin seyirciye açılan çerçeve içinde kalan görüngüsü.
- Proscenium opening.
- Ouverture de scène