sadık ne demek?
Kökeni: Arapça
- Dostluğu ve bağlılığı içten olan, sadakatli
Birisi onu alsa, en sadık kadın olacak, en güzel yemekleri pişirecekmiş.
Ç. Altan - İçten bağlı, doğru, gerçek dost.
- Doğru, gerçek, hakiki
- Yalan olmayan, sahte olmayan
- Hakikatli, sadakatli, dürüst.
- Samimi, bağlı
- Loyal.
- Faithful.
- Obedient.
- Devoted.
- True-blue.
- True-hearted.
- Adhesive.
- Constant.
- Devout.
- Staunch.
- Trusty.
- Stalwart.
- Steadfast.
- True.
- Truehearted.
- Unswerving.
- Sincere.
- Honest.
- Veracious.
- Staunch sadakatli.
- Honest and accurate.
- Thick and thin.
- Unfailing.
sadık dost akrabadan yeğdir
- Candan dost akrabadan daha hayırlı olur.
sadık funktor
- Faithful functor.
- Fondeur fidéle