sabık ne demek?
Kökeni: Arapça
- Geçen, önceki, eski
Yorucu çalışmalar sonunda sabık bakanların ne derece hüner sahibi olduklarını tespit etmiştir.
A. İlhan - Geçmiş. Önceki. (Osmanlıca'da yazılışı: sâbık(a))
- Former.
- Previous.
- Earlier.
- Erstwhile.
- Prior.
- Quondam.
- Sometime.
- Last.
- Preceding.
- Late.
- Past.
sabıka
- Geçmiş bulunan şey, geçmiş bulunan olay. Önceki, geçmiş.
- Geçmişte işlenmiş, mahkemece ispatlanıp cezalandırılmış olan suç
- Parlak, ışıklı.
- Delen, delik açan.
- Criminal record.
- Crime.
- Previous conviction.
- Former misdeed.
- Relapse.
- Previous offense / crime.
sabıka kaydı
- Adli sicilden verilen bilgiye göre bir kimsenin sabıka durumunu gösteren yazı.
- Criminal record.
- Record of conviction.