saadet ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Mutluluk, ongunluk, mut, kut.

    ... gecenin içinde onun parıldayan ela gözlerini görmek öyle bir saadetti ki...

    R. N. Güntekin

    Bana saadeti çekinmeden sunan bir kadının kardeşini üzmeye hakkım yoktu.

    K. Bilbaşar
  2. Bahtiyarlık.
  3. Bk. mutluluk
  4. Kutluluk.
  5. Mesut oluş.
  6. Talihi iyi olmak.
  7. Allah'ın rızasına ermiş olmak.
  8. Her istediğine kavuşmuş olmak.
  9. Osmanlıca'da yazılışı: saâdet.
  10. Said olmak.
  11. (en)Happiness.
  12. (en)Felicity.
  13. (en)Heaven.

mutluluk

  1. Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık
  2. 1- Genellikle insanların kendilerine en yüksek erek olarak koydukları değer. Bilinci dolduran tam bir doygunluk durumu. İstek ve eğilimlerin tam bir uyumu ve doygunluğu. Değerli şeylerin bolluğu içinde alınan nesnel durum. 2- Kişisel mutluluk duygusu: a. durum olarak; b. bir kezlik bir yaşantı olarak. 3- Ahlâk felsefesinin ana kavramlarından biri ; özellikle klasik eskiçağ ahlâkının temel kavramı: a. Bireyin mutluluğu, b. Toplumun mutluluğu. 4- Kant'ta mutluluk erişilmesi güç bir ülküdür; bunun karşısına Kant mutluluğa lâyık olma değerini ulaşılabilir bir erek olarak koyar.
  3. (en)Well-being.
  4. (en)Felicity.
  5. (en)Bliss.
  6. (en)Blissfulness.
  7. (en)Elation.
  8. (en)Glory.
  9. (en)Heaven.
  10. (en)Nirvana.

saadet asrı

  1. Asrısaadet.

saadet zinciri

  1. Bir dizi mutluluk.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

saadet asrısaadet zincirisaadetaversaadetbahşsaadete ulaştırmaksaadethahsaadethanesaadeti dareynsaadeti ebediyesaadeti uzmasaadesaadeddinsaadsaab
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın