sızdırmak ne demek?
- Sızmasına yol açmak.
- Haber, sır vb.ni duyurmak, yaymak
Seyahat muamelen tamam oluncaya kadar kimseye bir şey sızdırmayacağım.
H. Taner - Eritip süzerek temiz bir duruma getirmek.
- Baskı veya türlü bahanelerle birinden para çekmek.
Exude.
Ooze.
Squeeze.
Wangle.
To leak.
To squeeze out.
To ooze out.
To squeeze.
To make known.
To cause sth to leak.
To squeeze out of sb.
Work.
To cause sb to pass out (because of heavy drinking.
To strain.
To filter.
To decant.
To bleed.
To drain.
To infilter.
To infiltrate.
Get out.
sızdırma
- Sızdırmak işi.
Wangle.
Leaking out.
Extraction.
sızdırma hendeği
- Pissuların yeraltına sızdırıldığı hendek.
- Bk. sızdırma hendeği