sırtlamak ne demek?
- Sırtına alıp yüklenmek
O gece yarısı yatağı benimki sırtladı, ben çocuğu sardım, sarmaladım.
H. E. Adıvar - Birinin, bir şeyin sorumluluğunu, yükünü veya geçimini üzerine almak
Gazete satan Babuş daracık omuzlarıyla bir aileyi sırtlayacak.
P. Safa - To shoulder.
- To take on.
sırtlama
- Sırtlamak işi.
sırtlan
- Sırtlangillerden, genellikle leşle beslenen, etçil, postu benekli bir hayvan, yeleli kurt (Hyaena).
- Hyaena.
- Hyena.