sıralama ne demek?
- Sıralamak işi.
- Ve televizyonda kullanılan çeşitli gereçlerin (film, mıknatıslı kuşak, mıknatıslı görüntü kuşağı, resim, saydam resim, vb.) istenildiğinde kolayca bulunabilecek biçimde düzenlenmesi.
- Parametrik olmayan testlerde kullanılan bir işlem olup yalın bir dizideki n verinin küçükten büyüğe doğru dizilmesi ve en küçük verinin sıra numarasının 1 ve en büyük verinin sıra numarasının ise n olacak biçimde tüm verilere sıra numaralarının verilmesi işlemi.
- Ağ kenarlarındaki karşılıklı gözelerden bir iplik kullanılarak düğümlenmeden ağların birleştirilmesi işlemi.
Putting in order.
Arrangement.
Processing.
Alignment.
Collocation.
Course.
Get-up.
Placement.
Ordering.
Grading.
Ranking.
Arranging in a row or rows.
Listing things in order.
Classification.
Lineage.
Ranging.
Coordination.
Linking.
Enumeration.
Commutation.
Sorting.
Systemizing.
Serialization.
Dressing.
Marshalling.
Rank.
Stand in line.
Klassifikation
Classification
sıralamak
- Birbiri ardı sıra veya yan yana koyarak sıra durumuna getirmek.
- Belirli bir düzene göre yerleştirmek veya düzenlemek, sıraya koymak.
- Söylenecek, yazılacak, yapılacak şeylere zihinde gerekli düzeni vermek.
- Aynı davranışı birbiri ardınca birçok kez yapmak.
- Aynı davranışı birçok şey üstünde tekrarlamak.
- Küçük çocuk tutunarak yürümeye başlamak, tutunarak yürümek.
Line up.
Arrange.
Put in order.
Aline.
sıralama ardışımı
Sort sequence.
sıralama bağıntısı
- Geçişli, tersbakışımlı olan herhangi bir bağıntı. Krş.. yarısıralama, tamsıralama, sıkı yarısıralama, sıkı tamsıralama.
Ordering relation.
Relation d'ordre