süslenmek ne demek?
- Süsleme işine konu olmak
Her türlü çiçekle kırlar süslenmiş / Yeşil yaprak giyer dumanlı dağlar.
Âşık Veysel - Kendini süslemek
O gün yılbaşı olduğu için pek süslenmişti.
S. F. Abasıyanık - To adorn oneself.
- Deck oneself out.
- To be decorated.
- To adorn oneself out.
- To deck oneself out.
- To doll oneself up.
- To be decorated / adorned / embelished.
süslenme
- Süslenmek işi
- Temelinde dinsel-büyüsel inançlar; kişinin kendini saydırma ve toplumsal yerini belirleme isteği; zenginlik, cinsel istek uyandırma vb. nedenlerle sırasında birtakım acılara da katlanarak gövdenin belli yerlerinin doğal biçimini ve görüşünü türlü yollarla değiştirme ya da iyice belirtme; bu amaçla incik boncuk takınma, boyalar sürünme ve giyinme, a. bk. diş biçimini değiştiririn, dövmecilik, gövde sakatlama, kafatası biçimini değiştirim, yarayla bezenim.
- Garnishment.
- Toilet.
- Ornament.
- Ornement
süslenmemek
- (neg. form of süslenmek) dress up, smarten up, prank oneself up, prank oneself out, prink, titivate, make one's toilet.