sürümek ne demek?
- Bir şeyi yerden kaldırmaksızın çekerek, iterek götürmek, sürüklemek.
- Hafif şey, sürüklemek.
- Herhangi bir güçlükle yürümek.
- Bir şeyi peşine takmak, alıp götürmek
Diyar diyar beni aldı / Sürüdü gönlüm sürüdü.
Âşık Veysel - Devam etmek
Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer.
Anayasa - To drag (along the ground.
- Drag.
sürüme
- Sürümek işi.
- Herd, flock, drove, pack, shoal, swarm, crowd, gang, crew, run, cartload, cloud, covey, horde, regiment.
sürüme çıkarma
- Parayı satağa sürme.
- Put into sirculation.
- Mettre en circulation