süngülü ne demek?
- Süngü takmış olan
Süngülü düşman askerleri arasında başı açık kadınlar, yalın ayak çocuklar bir kasırgaya tutulmuş gibi tozu dumana katarak koşuşuyorlardı.
Y. K. Karaosmanoğlu - Having a bayonet.
süngü
- Tüfek namlusunun ucuna takılan küçük kılıç biçiminde delici silah
- Mezar başına nişan olarak dikilen sırık.
- Isıtma kazanında kömürün karıştırılmasını sağlayan demir çubuk.
- Kavlakları düşürmek için kullanılan sivri uçlu, uzun çelik çubuk.
- Ateşli silahın namlusuna takılarak kullanılan, sivri uçlu, oluklu veya oluksuz, uzun namlulu delici alet.
- Isıtma kazanında kömürün karıştırılmasını sağlıyan demir çubuk.
- Bk. süngü
- Bayonet.
- Slice bar.
süngülü duy
- Bayonet lampholder.
süngüleme
- Süngülemek işi.
- Stab.