söylenmek ne demek?
- Söyleme işi yapılmak
Suçluların ikisini de sağ bırakmayacağı söylenmekteydi.
H. R. Gürpınar - Kendi kendine konuşmak, kendi kendine bir şeyler söylemek.
- Çıkışmak, azarlamak, eleştirmek
Benim kırdığımı anlayınca bana söylenmeye başladı.
M. Ş. Esendal - Sızlanmak, yakınmak.
- Grumble.
- Murmur.
- Grouch.
- Grouse.
- Snarl.
- Snarl at.
- Complain.
- Chide.
- Fret and fume.
- Make a noise.
- Repine.
- Be told.
- Be said.
- Mutter.
- To be said / spoken / uttered.
- To be told.
- To grumble.
söyleme
- Söylemek işi.
- Mention.
- Saying.
- Singing.
- Disclosure.
- Uttering.
- Breathing.
- Utterance.
söylenme
- Söylenmek işi.
- Bk. monolog.
- Grouch.
- Grumble.
- Murmur.
söylenmeden anlaşılan
- Tacit.