richness ne demek?
- Zenginlik
- Ferah, bolluk
- Ağırlık (yemek), yağlı oluş
- Canlılık (renk), verim, bereket
zenginlik
- Zengin ve varlıklı olma durumu
Abundance.
Affluence.
Circumstance.
Fortune.
Opulence.
Prosperity.
Riches.
Richness.
Substance.
rich
- Paralı, zengin, varlıklı, bereketli, verimli, değerli, pahada ağır, pahalı, bol, yoğun, besin değeri yüksek, besleyici, ağır (yiyecek), canlı (renk), gür, esprili, komik, nükteli, anlamlı
- Zengin, servet sahibi: mümbit, bitek, verimli, bereketli
- Bol, çok: mükellef: lezzetli, yağlı, ağır
- Parlak (renk)
- Gür, dolgun (ses)
- Tuhaf, hoş, nükteli
rich and prosperous
- Bayındır