revan ne demek?
Kökeni: Farsça
- Giden, yürüyen.
Arabalarımıza binip Tiran yoluna revan, âdeta, kır gezintisine çıkmış bir aile hâlinde idik.
Y. K. Karaosmanoğlu - Akan.
- Su gibi akıp giden.
- Ruh, can.
- Giden, akıcı.
- Yerevan.
revan olmak
- Akmak.
- Yürümek, gitmek.
revanbahş
- Canlandırıcı, can bağışlayıcı. (Osmanlıca'da yazılışı: revan-bahş(a))