revan ne demek?

Kökeni: Farsça

  1. Giden, yürüyen.

    Arabalarımıza binip Tiran yoluna revan, âdeta, kır gezintisine çıkmış bir aile hâlinde idik.

    Y. K. Karaosmanoğlu
  2. Akan.
  3. Su gibi akıp giden.
  4. Ruh, can.
  5. Giden, akıcı.
  6. (en)Yerevan.

revan olmak

  1. Akmak.
  2. Yürümek, gitmek.

revanbahş

  1. Canlandırıcı, can bağışlayıcı. (Osmanlıca'da yazılışı: revan-bahş(a))

Türetilmiş Kelimeler (bis)

revan olmakrevanbahşrevanchistrevanerevanı tabiatrevanirevanicirevanicilikrevanifüruşrevanlaşmarevareva görmekrevabıtrevacrevaccinate
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın