releasing stimulus ne demek?
- Salıverme uyaracısı
salıverme
- Salıvermek işi.
- Tutukevine alınan bir tutuklunun, kimi yasa yargı ve koşullarına uyarak yargıç kararı ile dışarı çıkarılması.
- Releasing.
- Discharging, disembarkment, evacuation, letting free.
- Mise en liberté
releasing
- Serbest birakan
- [release] serbest bırakmak, salıvermek, koyvermek, salmak, muaf tutmak, affetmek, gösterime sokmak, yayın izni vermek, bırakmak, feragat etmek, ipoteğini çözmek, gevşetmek, deklanşöre basmak
releasing factors
- Serbest bıraktırma faktörleri
stimulus
- Isırgan otu tüyü
- Canlandırıcı, teşvik edici şey
- Something which incites to action; something which quickens a physical or mental process.
- Dürtü, uyarıcı şey
- Uyarıcı, uyandırıcı