reach ne demek?
- İletişim sağlamak, ulaşmak
- Bulmak, yetişmek
- Elini uzatıp almak veya alarak vermek
- Uzanmak, erişmek
- Yetişmek, varmak, ulaşmak, vâsıl olmak
- Gelmek
- Rüzgâr yönünde seyretmek
- Uzatma
- Uzanma, yetişme
- Erişme
- Erim, menzil
- Etki alanı, alan, görüş sahası
- İsabet ettirmek
- Volta seyrinde zikzaklardan biri
- İdrak etmek, uzanıp vermek
iletişim
- Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme, komünikasyon.
- Telefon, telgraf, televizyon, radyo vb. araçlardan yararlanarak yürütülen bilgi alışverişi, bildirişim, haberleşme, muhabere, komünikasyon.
- Bilgi ve deneyim alışverişi.
- Kişiler arasında duygu, düşünce, bilgi, haber alış verişi
- Bu alış verişte, kaynak durumunda olan kimsenin ortaya koyduğu ya da koymak istediği anlam ile bunu algılayanın buna verdiği anlam arasındaki özdeşlik, benzerlik ya da uyuşum ilişkisi.
- Communication.
- Touch.
- Transmission.
- Channel.
- Transport and communication.
reach ahead
- Ileriye uzanmak.
reach an accord
- Anlaşmaya/mutabakata varmak.