rage at ne demek?
- Birine sinirlenmek
rage
- Şiddetli öfke, gazap, hiddet, köpürme
- Coşku, heyecan
- Moda, çok rağbet gören sey
- Çok öfkelenmek, hiddetlenmek, köpürmek, tepesi atmak, çok şiddetle meydana gelmek.
- Kudurmak, köpürmek, sinirinden kudurmak, şiddetli olmak, şiddetli esmek
rag
- Üniversite öğrencilerinin bağış toplamak amacıyla yaptığı komik gösteriler
- Çimenlik, çayırlık, bahçelik, bağlık.
- Paçavra, çaput, eski bez parçası
- Dağıtmak
- Dalga geçmek, kaba şaka yapmak
- Şamata yapmak
- (-ged, -ging), argo kızdırmak, takılmak
- Azarlamak, paylamak
- (-ged, -ging) herkesi ayağa kaldırmak
at
- Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş.
- Astatin elementinin simgesi.
- Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan.
- Tek parmaklılar (Perissodactyla) takımının,atgiller (Equidae) familyasından, küçük başlı ve kısa kulaklı, uzun kıllı yele ve kuyruğu olan, geniş bir tırnakla çevrilmiş olan üçüncü parmağının ucu ile yere basan, bütün dünyaya yayılmış, erkeğine aygır, dişisine kısrak denilen bir tür.
- Zoolojik sınıflandırmada Equidae ailesinin equus cinsinden olan at türüne verilen genel ad, hippos.
- Primarily, this word expresses the relations of presence, nearness in place or time, or direction toward; as, at the ninth hour; at the house; to aim at a mark.
- It is less definite than in or on; at the house may be in or near the house.
- From this original import are derived all the various uses of at.
- Relation of proximity to, or of presence in or on, something; as, at the door; at your shop; at home; at school; at hand; at sea and on land.
- The relation of some state or condition; as, at war; at peace; at ease; at your service; at fault; at liberty; at risk; at disadvantage.