pusher ne demek?
- Sürgü, itici, itici lokomotif, fırsatçı, uyuşturucu satıcısı
pushed
- Çıkardı
push
- Itmek, itelemek, kakmak, sıkıştırmak, zorlamak, baskı yapmak, devam etmek, yürütmek, çaba harcamak, uğraşmak, zorla kabul ettirmek, reklamla satmak, uyuşturucu satmak, merdiven dayamak, yaklaşmak (yaş)
- (kurguda) bir resmin, diğer bir resmi herhangi bir yanından iterek onun yerine geçmesi
- Itmek, dürtmek
- Sürmek, sevketmek, yürütmek
- Sıkıştırmak, tazyik etmek
- Saldırmak, üzerine hücum etmek, arkasını bırakmamak
- Tos vurmak, boynuz ile vurmak
- Dili kanunsuz yoldan uyuşturucu madde satmak
- Itiş, kakış, dürtüş, sürme
- Hücum