pul ne demek?
- Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası
Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi.
F. R. Atay - Bazı giysilerde süs olarak kullanılan parlak, incecik, genellikle metal levhacık
Arkasında bir omzu tamamıyla açık, altın pul işlemeli bir akşam tuvaleti vardı.
H. E. Adıvar - Tavla oyununda kullanılan, plastik, tahta vb.nden yapılmış yassı yuvarlak levhacık.
- Vida, cıvata vb. şeylerin boynuna geçirilen, ortası delik metal levhacık.
- Propaganda amacıyla kullanılan yazılı küçük kâğıt.
- Üzerinde bulunduğu organa yapışık, biçim ve yapıca çok basit yaprakların her biri.
- Balıkların, sürüngenlerin ve bazı kuşlarla memelilerin vücudunu kaplayan boynuzsu, sert levhacık
Bir adamla minimini bir kız çocuğu elleri balık pulu içinde balık avlıyordu.
S. F. Abasıyanık - Pula benzeyen, pulu andıran.
- Yıldız kesimli kereste yüzeyinde rastlanan; damarlara dik açılı, ince, istikrarsız ve kesik kesik hareler.
- Fişeklerdeki saçma, şevrotin veya özel kurşunların üzerinde ve fişeğin ağzını kapamak üzere kullanılan, kartondan yapılmış yassı ve yuvarlak parça.
- Başlık altına konan madensel, yassı halka.
- Para.
- Yassı kemiklerin düz levha biçimindeki kısmı
Sequin.
Scutcheon.
100 puls equal 1 afghani.
Stamp.
Scale.
Flake.
Lamina.
Lamella.
Spangle.
Washer.
Rove.
Squama.
Tinsel.
Trichome.
Vending machine.
Sequin payet.
Piece.
Postage stamp.
Revenue stamp.
Playing piece.
Slake.
Lamelle.
Rover.
Hammer.
Water marker.
Pool.
Slug.
Unterlagsscheibe
Rondelle
pul aktarımı
- Üzerinde imza bulunan pulun kıymetli bir evrak üzerine nakledilmesi.
pul baskısı
- Pulda delik açmakta kullanılan araç. (*Aksaray -Niğde)