propounded ne demek?
- İleri sürülen
- Arz edilen
ileri
- Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı.
- Bir şeyin ulaşılacak yönü.
- Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra.
- Önde bulunan.
- Doğrusundan daha çok gösteren (saat).
- Önceki, evvelki.
- Benzerlerini geride bırakmış.
- Öne doğru, ileri doğru.
- Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön.
- Fast.
propound
- Onaya sunmak
- Arz etmek
- İleri sürmek, teklif etmek
- Söylemek, meydana koymak.
- Ortaya koymak
propounding
- Ileri sürerek
- [propound] ileri sürmek, ortaya koymak, onaya sunmak, arzetmek, önermek, teklif etmek