primer ne demek?
- Birincil
- Birinci, esas.
- Pcr işlemi sırasında DNA kopyasını oluşturmak için hedef DNA'ya bağlanan oligonükleotit.
- Astar; astar boya
- Sentetik olarak sentezlenmiş kısa, tek iplikli nükleotit dizisi.
- Birinci derecedeki, birincil, ilk, esas..
- DNA replikasyonu esnasında, DNA sentezinin başlayabilmesi için kalıp DNA'nın başındaki nükleotit dizisine antiparalel ve komplementer olarak sentezlenen RNA oligonükleotidi.
- Tek zincirli DNA'ya bağlanan kısa DNA veya RNA parçası.
- Yapay olarak sentezlenmiş kısa, tek iplikli nükleotit dizisi.
- Study book for teaching fundamental concepts and skill; cap or other object used to detonate explosives.
- Primer.
- Primary.
- Premier
- Ilk okuma kitabı, el kitabı, alfabe, dua kitabı, ağızotu, falya barutu, ateşleme fitili, kapsül, püskürtme düzeni, astar boya
- Okuma kitabı
- Herhangi bir konu hakkında kısa ilk kitap
- Tüfeğin ağızotu, falya barutu.
- Primus: ilk
birincil
- Sırada, önemde ilk yeri alan.
- Temel olarak alınan, ana, temel, esas, asli.
- Ilk, en yalın, en önemli olay , biçim ya da küme. Örn. karmaşık tepkimeler dizgesindeki en önemli ya da en hızlı tepkime.
- Primary esas.
- Primary.
primer aldosteronizm
- Primary aldosteronism
primer alimenter indigesyonlar
- Birincil mide indigesyonları.
- Primary alimentar indigestion.