posed ne demek?
- Temkinli
temkinli
- Davranışlarında ölçülü olan
- Dignified.
- Chary.
- Gingerly.
- Leery.
- Slow and sure.
- Sure-footed.
- Undemonstrative.
- Unflappable.
- Waiting.
pose
- Takınılan tavır.
- Şaşırtmak, hayrete düşürmek, susturmak.
- Poz vermek, tavır takınmak, taslamak, poz verdirmek, sormak, soru sorarak şaşırtmak
- Vaziyet almak
- Vaziyet takınmak
- Gibi görünmek
- Belirli bir vaziyette dikmek, vaziyet vermek
- Arzetmek
- Soru halinde ortaya atmak
- Vaziyet, poz, duruş
pose as
- Kendine. süsü vermek,. kılığına girmek: The burglar, posing as a policeman, knocked on the door. Hırsız kendine polis süsü vererek kapıyı çaldı.