poise s.t. on ne demek?
- Bir şeyi -in üzerine dengeli bir şekilde koymak/yerleştirmek/oturtmak: She poised the water jar on her head. Testiyi dengeli bir şekilde başının üzerine koydu.
poise
- Asılı durmak, havada durmak
- Hazırlamak; hazırlanmak
- Dik tutmak (baş), kaldırmak (baş)
- Hareketsiz tutmak; hareketsiz durmak
- -i (belirli bir şekilde) tutmak
- Itidal, soğukkanlılık
- Dengede tutmak, dengelemek
- Denge sağlamak, muvazene temin etmek
- Hazır tutmak
- Dik tutmak, kaldırmak
poised
- Denge sağla(mak)
- Dengede tutmak, dengelemek, asılı durmak, havada durmak, dik tutmak (baş), kaldırmak (baş)
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
- -one.
- Deca-.
- In progress; proceeding; as, a game is on.
- In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
- With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
- Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.