pockets ne demek?
- Cepler, torbalar, gözaltı torbaları
- Cebe yerleştirmek, cebe koymak
- Cebine atmak, (slang) iç etmek
- Gizlemek, saklamak, bastırmak.
- Cep
- Para, maddi imkân
- Çukur, gedik
- Bilardo masasının dört köşesindeki çukurcuklardan her biri
- Içinde maden cevheri bulunan ufak kovuk
- Hav
- Cebe indirmek, cebe koymak, cebe atmak, iç etmek, üstüne yatmak, gizlemek, bastırmak, belli etmemek, deliğe sokmak (bilardo), veto etmek, çembere almak (savaş), sineye çekmek, hazmetmek (hakaret)
pocket almanac
- Cep defteri