plazi ne demek?
- Yunanca, sayıca artma anlamında büyümeyi belirten son ek
- Plasia
plaza
- İş merkezi.
- Public square in a city or town.
- Mercantile establishment consisting of a carefully landscaped complex of shops representing leading merchandisers; usually includes restaurants and a convenient parking area; a modern version of the traditional marketplace; 'a good plaza should have a movie house'; 'they spent their weekends at the local malls' a public square with room for pedestrians; 'they met at Elm Plaza'; 'Grosvenor Place'.
- Public square with room for pedestrians; 'they met at Elm Plaza'; 'Grosvenor Place'.
- Mercantile establishment consisting of a carefully landscaped complex of shops representing leading merchandisers; usually includes restaurants and a convenient parking area; a modern version of the traditional marketplace; 'a good plaza should have a movie house'; 'they spent their weekends at the local malls'.
- Meydan, çarşı yeri.
- Plaza, şehir meydanı
plazma
- Kanda alyuvarlarla akyuvarların içinde bulunduğu sıvı.
- Elektrik yükü yansız olan gaz moleküllerinden, pozitif iyonlardan ve negatif elektronlardan oluşan akışkan.
- Bk. sık üşer
- Bk. sık-üşer
- Kan sıvısı
- Dolaşan kan, lenf ve hemolenfin sıvı kısmı. Z.Protoplâzma, sitoplâzma.
- Bir elektrik boşalımında veya çok sıcak bir çekirdek işlemi içinde iyonlar, atomlar ve elektronların oluşturduğu iletken bir gaz ortamı.
- Dolaşan kanın birçok organik, inorganik ve iyon taşınmasında rol alan sıvı kısmı, vücut dışına alınan pıhtılaşması önlenmiş biçimli elemanları çöktürülmüş olan kanın sıvı kısmı, kan plazması.
- Lenfin sıvı kısmı.
- Merhem hazırlamada kullanılan bir nişasta gliseriti.