pinpoint ne demek?
- Tam yerini saptamak, yerini belirlemek
- Iğne ucu
- Ufakşey
- Kesin olarak yerini belirtmek.
pinpon
- Yaşlı, çökmüş.
- Masa tenisi.
- Ping-pong.
- Decrepit.
- Geezer.
- Codger.
- Gaffer.
- Table tennis.
- Superannuated.
- Gone to seed.
pinpon masası
- Üzerinde masa tenisi oynanan masa.