patlatmak ne demek?

  1. Patlama işine yol açmak

    Kulakları patlatan bir ses bütün ormanı, bütün kuşları, bütün dünyayı susturdu.

    M. Ş. Esendal
  2. Bir silahı veya patlayıcı bir maddeyi ateşlemek.
  3. Bir insanın sabrını tüketmek.
  4. Tokat atmak.
  5. (en)To blow up.
  6. (en)To infuriate.
  7. (en)To hit.
  8. (en)To burst.
  9. (en)To explode.
  10. (en)To touch sth off.
  11. (en)To set sth off.
  12. (en)To detonate.
  13. (en)To puncture.
  14. (en)To exasperate.
  15. (en)To clout.
  16. (en)To deal sb/sth a blow.
  17. (en)To cause sth to burst open.
  18. (en)To fire.
  19. (en)Biff.
  20. (en)Land.
  21. (en)Slosh.
  22. (en)Make explode.
  23. (en)Make burst.
  24. (en)Make blow up.
  25. (en)Let off.
  26. (en)Set off.
  27. (en)Touch off.
  28. (en)Blast.
  29. (en)Blow up.
  30. (en)Bust.
  31. (en)Detonate.
  32. (en)Explode.
  33. (en)Puncture.
  34. (en)Belt.
  35. (en)Burst.
  36. (en)Clout.
  37. (en)Deal.

patlatma

  1. Patlatmak işi.
  2. Bas gitarda, telleri tınlatan elin genellikle işaret veya orta parmağı ile bir telin asılınması ve genellikle hemen ardından susturulması yöntemi.
  3. Tane yemlerin, özellikle mısır tanesine hızlı bir biçimde kuru ısı uygulaması sonucu şişip patlaması, daha sonra ezme işlemi uygulanarak rasyonlarda kullanılması.
  4. (en)Popping.
  5. (en)Pop.

patlatma yöntemi

  1. (en)Method of blasting

Türetilmiş Kelimeler (bis)

patlatmapatlatma yöntemipatlatmamakpatlatpatlataçpatlatıcıpatlapatlakpatlak gözpatlak gözlüpatlak lastik
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın