paspal ne demek?
- Çok kepekli un
Dört sene çamurlu paspaldan ekmek yiye yiye bıktılar.
A. Gündüz - Bu un karıştırılarak hazırlanan yem
Bu boğayı iyi besle, kepeğini, paspalını eksik etme.
Halikarnas Balıkçısı - Bakımsız, dağınık, pis (kimse, kılık vb.).
- Kötü cins esrar.
- Colloq.
- Slovenly.
- Flour containing a lot of bran.
- Slang poor quality hashish.
çok
- Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- Aşırı bir biçimde
- Galore.
- Great.
- Handsome.
- Infinite.
- Like blazes.
- Perfectly.
- Power of.
- Profu.
paspalamak
- Eski halatların tellerini açarak yapılan ve halat süngeri denen paspalarla gemi içindeki ıslak yerleri, su birikintilerini silip kurulamak
paspallık
- Bakımsızlık, dağınıklık.