parti ne demek?
- Ortak düşünce ve görüşteki kişilerin oluşturdukları siyasal topluluk, fırka
Seçmenler yeni güç santrallerinin doğayı bozacağını düşündükleri için karşı partiyi tutmuşlar.
H. Taner - İnsan topluluğu.
- Bir bütünün parçası, kısım
Yedi sekiz balyalık bir partiden bir buçuk, iki kilo tütün yürütüyordu.
N. Cumalı - Bazı oyunlarda bir kez
Öğle sonları birkaç parti tavla oynamaktan hiç vazgeçmiyorduk.
Y. K. Karaosmanoğlu - Bir kişi, bir kuruluş veya bir topluluğun, çoğu belli bir şeyi kutlamak amacıyla düzenledikleri eğlence
- Tutam (II).
- Çok ucuza elde edilen şey, kelepir.
- Vurgun, kazanç
Kazanmakta olduğu partinin güme gitmesinden korkan terlikçi İhsan...
H. Taner - Armoniyi oluşturan ezgilerden her biri.
- Aynı koşullarda ve zamanda üretilen, ambalajı, ambalaj büyüklüğü, sınıfı, tipi, çeşidi ve boyu aynı olan ürün örnekleri veya ambalajları topluluğu.
- Party.
- Get-together.
- Bash.
- Shipment.
- Setout.
- Shindig.
- Hand.
- Consignment.
- Game.
- Political party.
- Consignment (of goods.
- Bargain.
- Sth acquired very cheaply.
- Parcel.
- Lot.
- Eş (fr.)
parti adami
- Party man
parti aday listesi
- Ticket, party ticket.