oynaşmak ne demek?
- Birbiriyle oynamak
Kardeşleri ile oynaşıyor, güreşiyor ve onları yeniyordu.
A. H. Müftüoğlu - Âşıktaşlık etmek
Bu anlarda, en güzel bildiği birisiyle oynaşmak bile zevksizdir.
S. F. Abasıyanık Caper.
Frisk.
To play with one another.
To carry on.
To have it off.
To carry on a love affair.
birbiriyle
Inter
oynaşma
- Oynaşmak işi.
- Karakucak ve yağlı güreşde gösteri niteliğindeki güreş.
Dalliance.
oynaşmamak
(neg. form of oynaşmak) play with each other, play, play with, dally, frisk, play on, play upon, spoon.